Reeder S23 Pro Max: Hayal Kırıklığı Ve İade Sorunu!

Firma ile benzer sorunlar yaşamak istemeyenlerin, ekteki yazımı mutlaka okumalarını tavsiye ederim...

Yaşadığım sürecin tamamını burada uzun uzun anlatmak istemiyorum çünkü zaten sanıyorum her 10 Reeder kullanıcısından 9'u benzer sorunları yaşamış ve yaşamaya da devam ediyordur ve dolayısıyla benim yaşadıklarımı tahmin edebileceklerdir. Sürecin son aşamasında, elimdeki bedel iadesine hükmeden Tüketici Hakem Heyeti kararı ile, o günden beri neredeyse hiç kullanılmadan kutusunda bekleyen arızalı telefonun firma tarafından teslim alınıp paramın iade edilmesini bekliyorum. Bunun için reedükkan mağazasına gittiğimde ise böyle bir süreçlerinin olmadığını, Müşteri Hizmetlerini aramam gerektiğini söylüyorlar. Müşteri Hizmetleri ise en kısa zamanda ilgili departman tarafından aranacağımı söylüyor. Kendilerine gerekli süreleri verdim ve beni aramalarını bekledim. Tabii ki aramadılar. Ben de firmanın yeni mağdurlar yaratmasını engellemeye belki biraz olsun benim de katkım olur diye buradan firmanın potansiyel müşteri adaylarını uyarmayı kendime görev bildim. Ben şimdiye kadar yalnızca tek bir Reeder marka ürün aldım ve bundan sonra Reeder markalı herhangi bir ürün almaya tövbe ettim. Belki biraz genelleme yapmış olacağım ama yaşamış olduğum tecrübeden sonra naçizane önerim, Reeder firmasından herhangi bir ürün almadan önce aşağıdaki hususların mutlaka dikkate alınmasıdır: - Aldığınız ürünün arızalı çıkması durumunda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması hakkında Kanun gereği şu seçenekleriniz vardır: • Ürün bedelinin iadesini isteme • Ürünün ayıpsız olanı ile değiştirilmesini isteme • Ürünün ücretsiz olarak onarılmasını isteme - Reeder'da ise aslında size bu haklardan yalnızca ikisi sunulur. Tabii bunu idrak edebilmek için önce uzunca bir süreci tamamlamanız gerekir. Bazen mağazadaki satış temsilcisi arkadaşlar da size bu bilgiyi verebilir ve hatta iade için tek ihtimalin Tüketici Hakem Heyeti'ne gitmek olduğunu söyleyebilirler. Ancak ilk aşama her zaman sizin arızalı olduğunu iade ettiğiniz ürünün servise gönderilmesi ve incelenmesidir. - Siz ürünü aldığınız mağazaya götürür ve arızalı olduğunu söylersiniz. Eğer iade talep ederseniz, bunun mümkün olmadığını ancak kabul ederseniz ürünün hemen yenisiyle değiştirilebileceğini söylerler. Değişimi kabul etseniz bile alacağınız diğer ürünün de arızalı çıkma ihtimali vardır. Kabul etmediğinizi ve iadede ısrarcı olduğunuz kabul edersek, önce bir teknik servis formu doldurulur ve arızalı ürün iade talebiyle servise gönderilir. Devamı aşağıda...

- Aradan birkaç hafta geçtikten sonra ürünün arızasının giderildiği ya da arızalı olmadığının tespit edildiği bilgisini alabilirsiniz. Ürün kargoya teslim edilir ve mağazaya doğru yola çıkar. İade kabul edilmemiştir. Aslında iade süreci hiç yoktur. - Ürünü teslim alırsınız ancak üründe bir değişiklik yoktur, arıza devam etmektedir. Değişim teklifi yinelenir. İadede ısrarcı olmanız durumunda ise size "Tüketici Hakem Heyeti'ne başvur, başvurun 1 ayda falan sonuçlanır, para iadeni alırsın" denir. - Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurursunuz ama süreç tahmininizden uzun sürer (1-3 ay arası) çünkü firmadan savunma istendiğinde firma bilirkişi görüşü talep eder. Bilirkişi telefonu inceler, raporunu hazırlar, Tüketici Hakem Heyeti ürün bedelinin iadesine karar verir ve kararı taraflara tebliğ eder. - Siz önce saf saf, tebliğ firmaya ulaştığında firmanın da size ulaşıp ürün bedelinin iadesi için gerekli süreci başlatacağını beklersiniz. Ama öyle olmaz. - Müşteri Hizmetlerini ararsınız ve ne yapmanız gerektiğini sorarsınız. Size ürünü mağazaya teslim etmeniz gerektiğini ve sonrasında ürün bedelinin tarafınıza iade edileceğini söyleyebilirler. Mağazaya gittiğinizde ise size böyle bir süreçlerinin olmadığını, hukuk birimiyle görüşebileceğinizi söyleyebilirler. Tabii hukuk birimi sizin ulaşabileceğiniz bir birim değildir. Siz ancak müşteri temsilcisiyle görüşebilirsiniz ve o da sizi herhangi farklı bir birime aktaramaz çünkü öyle bir süreç yoktur. Ne yapmanız gerektiğini sorduğunuzda ise beklemeniz söylenir. Beklersiniz, beklersiniz, beklersiniz... - Bir gün telefon çalar. Açarsınız, Reeder firmasından arıyorlar. Tamam dersiniz, oh, o gün bugün. Evet, arayan Reeder firmasıdır ama birim kampanya birimidir. Yerli mağdur üreticisi yeni mağduriyetler yaratmak için var gücüyle çalışmaktadır. Yahu dersiniz, ben başımdaki beladan kurtulmak için aylardır uğraşıyorum, sen şaka gibi bana yeni bir potansiyel bela satmaya çalışıyorsun. Karşı taraftaki çalışanın da aslında bir mağdur olduğu, ekmek parası için bu çarkın dişlilerinden biri olmak zorunda kaldığı ihtimalini düşünerek, kırıcı olmadan, ağzınızı bozmadan siteminizi ifade edip, kampanyayla falan ilgilenmediğinizi söyleyerek görüşmeyi sonlandırırsınız. Devamı aşağıda...

Anlatmayacağım demiştim ama neredeyse yaşadığım sürecin tamamını anlatmış oldum ve anlatırken sıkıldım. Bu kadar yeter. Buraya kadar okuyan varsa zaten anlaması gerekeni anlamıştır... Bu deneyimi yaşamadan önce Reeder firması için çok ümitliydim. Hatta halka açık bir firma olduğu için hissedarı bile olmuştum. Yerli bir firma olmasından dolayı mutlu ve gururluydum ve en büyük destekçilerinden biriydim. Geldiğim noktada ise Reeder’ın hayatıma girmiş olmasından ve bana yaşattıklarından dolayı pişmanım. Yine de ucuz kurtulduğumu düşünüyorum, zararın neresinden dönülse kardır...