Axa Sigorta'nın Tazminat Sürecinde Adalet Ve Vicdan Eksikliği Yaşatması

Her şeye itiraz eden Axa Sigorta’ya,

Ben onca hastaneye, onca doktora basit bir baş ağrısı için gitmedim, raporlarımı da öylesine almadım. Doçentlerin, profesörlerin, uzman doktorların bu unvanları boşuna aldığını mı düşünüyorsunuz da, yıllarca hastanelerde emek vermiş bu hekimlerin raporlarını yok sayıp, geçmişinde hiçbir hastanede görev yapmamış, yalnızca özel şirketlerde çalışmış bir doktorun raporuna itibar ediyorsunuz?

Bana çarpan sürücünün alkollü olduğu resmi raporlarla sabitken, bu kazadan sonra defalarca ameliyat geçirmiş, ağır tedavilere maruz kalmış biriyim. Üstelik yaklaşık bir yıldır ilik kanseriyle mücadele ediyorum. Yani ben sadece kazanın değil, aynı zamanda çok ağır bir hastalığın yükünü taşırken hem psikolojik hem de maddi olarak daha da zor duruma itiliyorum.

Ben sade bir vatandaşım, yargı dilinde konuşamam ama dosyamda sürekli “zenginleşmemin” bahsettiğinizi görüyorum. O zaman soralım: Kaç para karşılığında benim çektiğim acıları bir başkası gönüllü olarak yaşamayı kabul eder, ya da Axa Sigorta çalışanları arasından bu acıları üstlenmeye razı olacak biri var mı?

Haydi bir anlaşma yapalım: Bana eski sağlığımı, eski hayatımı, yaşantımı ve hayallerimi geri verin; ben de “zengin olacak, haksız kazanç sağlayacak” diye ödememek için yokuşa sürdüğünüz o tazminat tutarını size geri vereyim. Çünkü benim derdim para değil, kaybettiklerim.

İnsani hislerle, insan eliyle yazıyorum. Adalet terazisinin bir kefesi adalet, diğer kefesi vicdandır. İki kefenin denk olması gerekir. Ama ne yazık ki Axa Sigorta’nın dosyamı ele alış biçiminde ne gerçek bir adalet ne de vicdan görebiliyorum. Mahkeme kararına ve tüm tıbbi raporlara rağmen hâlâ itirazlarla süreci uzatmak yerine, hak ettiğim tazminatın artık eksiksiz ve ivedi şekilde ödenmesini istiyorum.